-
1 kırkta bir
n. fortieth -
2 kırk
kırk dereden su getirmek um eine Ausrede nicht verlegen sein;kırk bir buçuk kere maşallah unberufen!; toi, toi, toi!;kırk tarakta bezi olmak viel um die Ohren haben;kırk yılda in vielen Jahren (z.B. erarbeitet);kırk yılda bir alle Jubeljahre einmal;kılı kırk yarmak Haarspalterei betreiben;kırkta bir ein Vierzigstel n -
3 kırk
со́рок* * *со́рокkırkta bir — одна́ сорокова́я; сорокова́я часть
••- kırk dereden su getirmek
- kırk evin kedisi
- kırk kapının ipini çekmek
- kırkları karışmış olmak
- kırk para
- kırk paramızı almadılar
- kırkından sonra azmak
- kırkından sonra saz çalmak
- kırk yılın başı
- kırk yılın başında
- kırk yılda bir -
4 kırk
со́рокkırkta bir — одна́ сорокова́я, сорокова́я часть
См. также в других словарях:
PARE — f. Cüz, parça. Kesinti. * Para. Kuruşun kırkta biri. * Kur an ı Kerim in otuz kısmından bir kısmı, bir cüz ü. * Sayı, bölük. * Parça mânâsına gelir ve birleşik kelimeler yapılır. Meselâ: Meh pâre $ : Ay parçası. * Güzel. Yek pâre $ : Tek parça,… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ZEKÂT — Nisab miktarı mala, paraya sahib olan Müslümanın kırkta birini fakirlere sadaka vermesi ve bu verilen sadaka. Ziyadeleşme, artma. * Temizlik. Taharet. (Bak: Sadaka, Nisab).( $ Bu kelâmın mâkabliyle nazmını icab ettiren münasebet ise: Namaz $ Yani … Yeni Lügat Türkçe Sözlük